Gotik
Gotik
3 min read
12. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar devam eden Avrupa Orta Çağ sanatında bir stil. Gotik, kendine has özelliği olan bir sanat anlayışı ve yazı şekli. Gotik yazılar ilk baskı denemelerinde denenmiş, çoğunlukla Almanlar tarafından kullanılan bir yazı stilidir. Gotik sanatı 12. yüzyılın ikinci yarısında Romanesk sanatının değişmesiyle, Latin sanatına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Orta Çağı kapatan, Rönesansı başlatan akımdır. Gotik tarzı, yalnız mimarlıkta tesirli olmayıp; heykelcilik, resim, yazi, süs ve hatta gündelik eşyada da etkili olmuştur.
Gotik Mimarî: Mimaride Gotik tarzinin ilk çıkış yeri Fransa diyenler varsa da Avrupa’nın çok yerinde aynı zamanda rastlanmış ve bütün Hıristiyan batı dünyasına yayılmıştır. Her ülke Gotik sanatında zevkine uygun değişiklikler yapmıştır. Avrupa’nın sanat merkezi kabul edilen İtalya’da ise pek tesiri görülmemiştir. İngiltere’de sütunları çoğaltan ve kubbenin altında onları yelpaze gibi açan bir dikey üslüba bağlıdır. İspanya’da Gotik sanatının Arap motifleriyle birleşmesinden meydana gelen müdeccer (mudejar) üslubu doğmuştur. Gotik mimari sanatı Avrupa’nın kuzeyinde 16. yüzyılın başlangıcına kadar sürmüştür.
Gotik mimarisinin başlıca eseri katedraldir. 13. yüzyılda toplum adeta bütün heyecanını ve zenginliğini katedral yapmaya ve süslemeye harcamıştır. Böylece ekonomi de gelişmiştir. Gotik mimarinin en önemli örnekleri: Paris’te bulunan Notre Dame Katedrali, Chartres Katedrali, Reims Katedrali ve Strasbourg Katedrali; Ingiltere’de Salisbury Katedrali ve Italya’da Milano Katedrali’dir.
Gotik mimari tarzi Bati Avrupa’da diger ozellikle dinsel binalarda kullanilmistir. Ornegin, Fransa’da Saint Denis Manastiri Basilikasi; Portekiz’de Batalhar Manastiri, Fransa Avignon’da “Papalar Sarayi”.
Gotik sanatının mimarları, ağırlığın itme kuvvetini ve yönünü tespit ederek, baskıyı kemerlere ve fil ayaklarına aktardılar. Böylece yapının tamamı dengeye faydalı olan elemanlara bağlandı. Ayakların ağırlığı duvarların üzerinden kendi üstlerine almasıyla duvarlara vitray süslemeler yapıldı. Cephelerde bulunan çok sayıda cam ve vitray gotik yapıların karakteristik özelliklerinden biri oldu. Ağırlığa tamamiyle hakim olan Gotik mimarisinde yapılar, sanki yükselerek uçuyormuş gibi bir his verir.
Gotik mimari tarzının önemli özelliği sivriliktir. Roma mimarisindeki yaygın kubbeler yerine, dilimli kubbeler, yuvarlak kemerler yerine, sivri ve birbirini kesen kemerler kullanılmıştır. Dini yapılarda aranan diğer bir husus ise büyüklük ve yücelik hissinin uyandırılmasıdır. Pencerelerin bol olması, pencere camlarının renkli olması, çatılardaki okumsu kuleler dikkati çeken diğer özelliklerdir.
Heykelcilik: Gotik heykeller çoğunlukla katedral ve kilise gibi dini yapılarda girişlerde ve duvarlarda kendilerine yer bulmuşlardır. Sanatçılar heykeller aracılığıyla Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde olduğu gibi inançlı kişilere görsel bir öğe sunmak amacıyla yapılmıştır. Yalnız, hala ilkçağdaki öğretilerden etkilenen heykelciler için önemli olan, figürdeki kişinin hissettiklerini bakan kişiye vermektir. Gerçeğe benzerlik, perspektif herhangi bir önem taşımaz. Heykelcilikteki etkisi Avrupa’da 12. yüzyıla kadar yaygınlaşmıştır.
Resim: 13. yüzyılın başlangıcıyla Gotik tarzı görsel sanatlarda uygulanmaya başlar. Gotik resim tarzının ilk ve orta aşamasında kişilerin veya perspektiflerin doğal gösterilmesi yerine resimde düzenlemenin ve oranların önemi ve dinî anlamına göre renk kullanımı ön plana geçer. Gotik resim tarzının özelliklerinden biri resimlerde dinî konullar gösterilmesiydir. Bunun dışında resimlerde asil hayat, avcılık ve bayramlar gibi dünyevi konularda kullanılmıştır.
Alpler’in kuzeyinde Gotik tarzı vitray ve fresk’in önüne geçer. O zamanlarda mimarisinde büyük duvar yapısı önem kazanmasıyla İtalya özel bir rol alır. Fresklerde Gotik tarzı Giotto di Bondone ile sunduğu ve daha önce hiç kullanılmayan doğalcılık ile en yüksek noktasına ulaşır. Doğalcılık fresklere verdiği derinlik ve her figüre verdiği kendine özel yüz ifadelerinden anlaşılır.
13. yüzyılın ortasında Fransa da vitray sanatının yanında minyatür de önem kazanır. Minyatür giderek sadece ayinle ilgili eserlerde değil diğer dünyevi konularla ilgili kitaplarda da kullanılmaya başlar. Bu gelişimin zirvesini Limburg kardeşleri ve eserleri Très Riches Heures (1413-1416) oluşturur.
Minyatür: Fransa’da ve İngiltere’de Gotik tarzı 1160/70 yıllarında minyatürde uygulanmaya başladı; Almanya’da ise 1300 yılına kadar minyatürde romanesk şekiller kullanıldı. Fransa Gotik döneminin önder ülkesiydi ve minyatürün sanatsal gelişimini belirledi. 15. yüzyılın ikinci yarısında matbaacılığın yaygınlaşmasıyla Gotik döneminden Rönesansa geçiş zamanında minyatür önemini kaybetmeye başladı.
Powered by BetterDocs