SANAT KURUMLARI

Osmanlı Bankası Müzesi

Osmanlı Bankası Müzesi

0212 334 22 00
Bankalar Caddesi 11 Karaköy İstanbul

Osmanlı Bankası’nın Bankalar Caddesi’ndeki eski genel müdürlük binasında kurulan Osmanlı Bankası Müzesi, Garanti Bankası’nın çatısı altında faaliyet gösteren Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi’nin bünyesinde yer alıyor. Bankanın zengin arşivinden yararlanılarak, binada bulunan kasa dairelerinin içinde ve etrafında düzenlenen müze, Osmanlı İmparatorluğu’nun merkez bankası, emisyon bankası ve hazinedarı olarak görev yapan Osmanlı Bankası’nın tarihine ışık tutuyor.

Osmanlı Bankası Müzesi sergilenen obje ve belgeler, bankanın merkezi rol oynadığı geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinin az bilinen dünyasının kapılarını aralıyor. Kronolojik olduğu kadar tematik bir mantığı da içeren müzede, bir yandan Osmanlı Bankası’nın 80 yıllık süreçte geçirdiği önemli değişiklikler, yaşanan krizler ve gelişmeler ele alınırken, diğer yandan aynı dönemin şube binaları, müşterileri, faaliyet alanları ve çalışan profili vurgulanıyor.

Müzenin kurgusu, bankanın 1856’da kurulması ve 1863 yılında devlet bankası statüsüne yükseltilmesiyle başlıyor. 1870’lerde yaşanan sıkıntılı yıllardan sonra, 1880’den itibaren görülen büyüme ele alınıyor ve bankanın 1914 öncesinde ulaştığı en güçlü döneme kadar olan süreç işleniyor. Bu noktadan itibaren kurgu, tematik bir anlatıma yöneliyor. Osmanlı toplumunu, siyasetini ve ekonomisini yansıtan arşiv belgeleriyle; bankanın borsa operasyonları, ülke çapına yayılmış şubeleri, çeşitli müşteri kategorileri ile banka çalışanlarından kesitler sunuluyor, tanıdık simalar inceleniyor. Kronolojik akışa tekrar dönülerek, Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan zorluklar, Ankara Hükümeti’yle ilk temaslar ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte oluşan yeni dengelerin ele alındığı bölümlerle müzenin ana kurgusu sona eriyor.

Osmanlı Bankası Müzesi ana sergileme alanının ortasında bulunan dört kasa dairesi, belirli tipteki belgeleri ayrıntılı şekilde sergilemek için kullanılıyor. İç içe geçmiş yapılarıyla bizzat bir müze objesi olan dört kasada, bankanın muhasebe defterleri, müşteriler tarafından emanet edilen hisse senetleri ve tahvillerin yanı sıra, müşteri dosyaları, personel dosyaları ve banknotlar sergileniyor. Kasaların dışındaki mekânda ise ziyaretçilerin bizzat inceleyebilecekleri dosyalar, müşteri kartı, hisse senetleri ve fotoğraflar yer alıyor.

Adını dönemin 20 kuruşluk sikkelerinden alan Mecidiye Kasası’nda, Osmanlı Bankası’nın en önemli işlevleri arasında yer alan kağıt para ihracı ve Osmanlı para sistemi hakkında bilgi veren belgeler tanıtılıyor. 1863-1914 yılları arasında banka tarafından basılan her bir banknotun hikayesinin, tasarımı, provaları, kayıtları ve örnekleriyle birlikte anlatıldığı iki katlı kasada, Osmanlı Bankası arşivinin yanı sıra, Tahsin İsbiroğlu’nun koleksiyonundan seçilen banknotlar da sergileniyor.

Müze güzergâhının bitiminde yer alan bilgisayar ekranları, ziyaretçilerin, bankanın tarihini oluşturan belgelere daha yakından ve interaktif şekilde erişmesini sağlıyor. Kronolojik ve tematik olmak üzere iki alternatif kurgudan hareketle kullanılabilen ekranlardan, Osmanlı Bankası tarihinin başlıca dönemleri, siyaseti ve ekonomisiyle, dönemin önemli kişi ve olayları hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşılabiliyor. Her dönem veya temanın alt başlıklarında yer alan olay ve gelişmeler, belgeler eşliğinde tanıtılıyor.

Müzede sergilenen malzemenin esasını, faaliyette bulunduğu döneme ait belge ve bilgilerle devlet arşivlerine alternatif teşkil eden Osmanlı Bankası arşivleri oluşturuyor. Arşivdeki belgeler, başka kaynaklardan elde edilen belge, obje ve fotoğraflar kullanılarak zenginleştiriliyor. Her öğesinin, ait olduğu dönemin siyaseti, ekonomisi, toplumu, hatta gündelik yaşamı ve kültürüyle ilişkilendirilebilecek birer ipucu olarak değerlendirildiği Osmanlı Bankası Müzesi, yalnızca bir kurumun öyküsünü aktarmakla kalmıyor, kendi başına bir anlatım mekânı oluşturuyor. Ana eksenini Osmanlı Bankası tarihinin oluşturduğu müze, içeriği ve tasarımıyla, toplumsal tarih bilincinin yaratılmasına imkân sağlıyor.

Osmanlı Bankası Karaköy Binası

Osmanlı Bankası Binası
27 Mayıs 1892’de hizmete açılan Osmanlı Bankası Binası, 1863 yılında kurulan Bank-ı Osmanî-i Şahane’nin, 1880’lerde başlayan yeniden yapılanma ve piyasaya açılma politikasının simgesel bir ifadesiydi. Bugün giriş katında Garanti Bankası şube ve Bölge Müdürlüklerini konuk eden bina, 1999 yılı başına kadar Osmanlı Bankası Genel Müdürlük Binası olarak hizmet verdi. 19. yüzyıl banka binalarında yaygın olarak kullanılan ve aşağıda şubede gerçekleşen faaliyetlerin yukarıdaki koridorlardan izlenmesine olanak tanıyan binanın üst katlarında ise Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi yer alıyor. Bir yandan bankacılık faaliyetlerinin gerçekleştirilmeye devam ettiği, diğer yandan Osmanlı Bankası Arşivi, kütüphanesi, sergi alanları ve konferans salonları ile bina ziyaretçilerine geçmiş ile günceli bir arada yaşatıyor.

Yeni Binanın Onayı Alınıyor
Osmanlı Bankası’nın giderek güç kazanmasıyla birlikte, yeni Genel Müdür Sir Edgar Vincent’ın hayali bankanın ihtişamına yakışır bir yeni binanın inşasıydı. İkiz bina olarak tasarlanan yapının arsası, 1889 yılında Tütün Rejisi tarafından satın alındı. İki ay sonra, Osmanlı Bankası Genel Müdürlüğü’nün arsaya ortak olarak kendine yeni bir bina inşa ettirmesine karar verildi. Bankanın Genel Müdürü Sir Edgar Vincent, 7 Şubat 1890’da Paris Komitesi üyelerinden Theodore Berger’e bir mektup yazarak, yeni bir şube inşa etmek için arsanın yarısının satın alınmasını teklif etti. Birkaç gün sonra, 13 Şubat 1890’da, Paris ve Londra komitelerinin onayı İstanbul’a bildirildi. Artık inşaat başlayabilecekti.

Mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen bina, 3 Eylül 1890 tarihli plana gore, bodrum katında mahzen, depo ve ahırlar; zeminin altındaki katta, Londra’da dönemin en ünlü kasa imalatçısı Samuel Chatwood’a sipariş edilen ve adını dönemin 20 kuruşluk sikkelerinden alan mecidiye kasası ile yemekhane; zemin katında şube mekanı; birinci katta Genel Müdürün özel ve makam odalarının yanı sıra, sekreter ve tercümanların büroları; ikinci katta muhasebe şefi ve servisi, Hükümet Nazırı ve müfettişlik odaları; tavan arasında ise iaşe dairesi, arşiv servisi ve hizmetli odalarından oluşmaktaydı.

27 Mayıs 1892 yılında törenle hizmete girmesi ve bir kaç gün sonra da bankanın Saint Pierre (Sen Piyer) handaki 13 ton ağırlığındaki 1,5 milyon liralık altın rezervi yeni mekana taşınması haberleri dönemin yerli ve yabancı basınında yer alır.

Galata’nın siluetinde önemli bir yer tutan binanın en ilginç yanı, ön ve arka cephelerinde görülen tarz farklılığıdır. Voyvoda Caddesi’ne yani Galata’ya bakan ön cephede kullanılan neoklasik ve neorönesans tarzlar, dönemin Avrupa’sında bir banka merkezinden beklenen görkemi ve ağırbaşlılığı yansıtır. Perşembe Pazarı’na yani Haliç’in ötesindeki eski İstanbul’a bakan arka cephe ise çok daha hareketli, hatta belirli ölçüde oryantalist çizgiler taşımaktadır. İki cephe arasındaki bu farklılık, bankanın batı ve doğu arasındaki konumunu simgeler gibidir. Şehrin görüntüsüne yansıyan bu mimari dil, giriş avlusunda karşılıklı yer alan kitabelerde de kullanılmaktadır. Kitabelerden birinde yer alan Latince alıntı, dostluğun önemini vurgulamakta; Arapça olanı ise para kazanmayı övmektedir.

Dostlardan aldığın her şey kaderin dışında kalır; Ancak vermiş oldukların her zaman için servetin olacaktır.

100 yılı aşkın bir süreyi geride bırakan bina, 2000 yılından itibaren Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi’ni ağırlamaya başladı. Beyoğlu ve Galata semtlerine kazandırılmaya çalışılan yeni kimliğe başlangıç niteliği taşıyan girişim, tarihle kültürün iç içe yaşadığı bir merkezin kurulması yolunda önemli bir adımı oluşturdu. Bina, Osmanlı Bankası Müzesi’ne de evsahipliği yapıyor.

Kaynakça
Edhem Eldem; 135 Yıllık Bir Hazine, Osmanlı Bankası Arşivinde Tarihten İzler, İstanbul, 1997
Neşe Yıldıran; “Dış Borçlanmada 33 Yıllık Birliktelik ve Doğu-Batı Ekseninde Bir İkiz Bina: Tütün Rejisi ve Bank-ı Osmani-i Şahane” derl. Zeynep Rona, Osman Hamdi Bey ve Dönemi, İstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1993